VE
Elişa dedi: RABBİN sözünü dinleyin; RAB şöyle diyor: Yarın bu vakitler,
Samiriye kapısında bir ölçek* ince un bir şekele, ve iki ölçek arpa bir şekele
satılacak.
2.
Ve koluna kıralın dayandığı araba cenkçisi Allah adamına cevap verip dedi:
İşte, RAB göklerde pencereler bile yapsa, bu şey olur mu? Ve dedi: İşte, sen
gözlerinle göreceksin, fakat ondan yemiyeceksin.
*
Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
3.
Ve şehir kapısının girilecek yerinde dört cüzamlı adam vardı, ve birbirlerine
dediler: Neden biz ölünciye kadar burada oturalım?
4.
Eğer: Şehre girelim, dersek, şehirde de kıtlık var, ve orada ölürüz; eğer
burada oturursak da öleceğiz. Ve şimdi, gelin Suriyelilerin ordusuna düşelim;
eğer bizi sağ bırakırlarsa, yaşarız; ve eğer öldürürlerse, biz de ölürüz.
5.
Ve Suriyelilerin ordugâhına gitmek için akşam karanlığında kalktılar; ve
Suriyelilerin ordugâhı kenarına geldiler, ve işte, orada kimse yoktu.
6.
Çünkü Rab Suriyeliler ordusuna araba gürültüsü, ve at gürültüsü, büyük asker
gürültüsü işittirdi; ve birbirlerine dediler: İşte, İsrail kıralı Hittî
kırallarını, ve Mısır kırallarını üzerimize yürümek için bize karşı kiralamış.
7.
Ve akşam karanlığında kalkıp kaçtılar, ve ordugâhı olduğu gibi, çadırlarını,
atlarını ve eşeklerini bıraktılar, ve canlarını kurtarmak için kaçtılar.
8.
Ve bu cüzamlılar ordugâhın kenarına geldiler, ve bir çadıra girip yediler ve
içtiler, ve oradan gümüş ve altın ve esvap kaldırıp gittiler, ve sakladılar; ve
döndüler, ve başka bir çadıra girdiler, oradan da kaldırıp gittiler, ve sakladılar.
9.
Ve birbirlerine dediler: İyi etmiyoruz; bugün müjde günüdür, ve biz susuyoruz;
eğer sabah ışığına kadar beklersek, bize kötülük erişir; ve şimdi gelin,
gidelim de kıralın ev halkına bildirelim.
10.
Ve geldiler, ve şehrin kapıcılarına bağırdılar; ve onlara bildirip dediler:
Suriyelilerin ordugâhına gittik, ve işte, orada kimse yoktu, ve insan sesi
yoktu, ancak bağlı atlar, ve bağlı eşekler, ve oldukları gibi çadırlar.
11.
Ve kapıcılar bağırdılar, ve içerde kıralın ev halkına bildirdiler.
12.
Ve kıral geceleyin kalkıp kullarına dedi: Suriyelilerin bize yapmış oldukları
şeyi şimdi size anlatayım. Biliyorlar ki, biz açız; ve ordugâhtan çıkıp kırda
gizlenmişlerdir, ve: Onlar şehirden çıkınca kendilerini diri yakalarız, ve
şehre gireriz, demişlerdir.
13.
Ve kullarından biri cevap verip dedi: Rica ederim, şehirde artakalan atlardan
beşini alsınlar (işte, onlar da şehirde kalan bütün İsrail cemaati gibidirler;
işte, onlar da helâk olan bütün İsrail cemaati gibidirler); ve gönderelim de
görelim.
14.
Ve atlarla iki araba aldılar; ve kıral: Gidin, ve görün, diyerek Suriyeliler
ordusunun ardınca gönderdi.
15.
Ve onların ardınca Erdene kadar gittiler; ve işte, bütün yol Suriyelilerin
çabuk kaçışlarında atmış oldukları esvaplar ve eşya ile dolu idi. Ve ulaklar dönüp
kırala bildirdiler.
16.
Ve kavm çıkıp Suriyelilerin ordugâhını yağma ettiler. Ve RABBİN sözüne göre bir
ölçek ince un bir şekele, ve iki ölçek arpa bir şekele oldu.
17.
Ve koluna dayandığı araba cenkçisini kıral kapıya koydu; ve kavm onu kapıda
çiğnediler, ve kıral Allah adamının yanına indiği zaman onun söylemiş olduğu
gibi öldü.
18.
Ve Allah adamının kırala: Yarın bu vakitler Samiriye kapısında iki ölçek arpa
bir şekele, ve bir ölçek ince un bir şekele olacak, diye söylemiş olduğu söze
göre vaki oldu;
19.
ve araba cenkçisi Allah adamına cevap verip demişti: İşte, RAB göklerde
pencereler bile yapsa, bu söze göre olur mu? Ve demişti: İşte, sen gözlerinle
göreceksin, fakat ondan yemiyeceksin;
20.
ve ona böyle vaki oldu; ve kavm onu kapıda çiğnediler, ve öldü.