VE
peygamber oğulları Elişaya dediler: İşte, şimdi senin önünde oturmakta
olduğumuz yer bizim için dardır.
2.
Rica ederiz, Erdene gidelim, ve oradan her birimiz birer mertek alalım, ve
oturmak için orada kendimize yer yapalım. Ve: Gidin, dedi.
3.
Ve biri dedi: Kerem et, rica ederim, bu kullarınla beraber gel. Ve: Ben
gelirim, dedi.
4.
Ve onlarla beraber gitti. Ve Erdene vardıkları zaman ağaçlar kestiler.
5.
Ve biri ağaç devirirken baltanın demiri suya düştü; ve bağırıp dedi: Eyvah,
efendim! iğreti almıştım.
6.
Ve Allah adamı: Nereye düştü? dedi: Ve ona yeri gösterdi. Ve bir ağaç kesip
oraya attı, ve demir suyun üzerine çıktı.
7.
Ve: Onu kaldır, dedi. Ve elini uzatıp onu aldı.
8.
Ve Suriye kıralı İsraile karşı cenk ediyordu; ve kulları ile danışıp: Filân
yerde ordugâh kuracağım, dedi.
9.
Ve Allah adamı İsrail kıralına gönderip dedi: O yerden geçmekten kendini sakın,
çünkü Suriyeliler oraya iniyorlar.
10.
Allah adamının söylemiş ve kendisini sakındırmış olduğu yere İsrail kıralı adam
gönderdi; ve orada kendini sakındı, bir kere değil, iki kere değil.
11.
Ve bu iş üzerine Suriye kıralının yüreği çok sıkıldı; ve kullarını çağırıp
onlara dedi: Bizimkilerden İsrail kıralına taraftar olan kimdir, bana
bildirmiyecek misiniz?
12.
Ve kullarından biri dedi: Öyle değil, efendim kıral; ancak İsraildeki peygamber
Elişa yatak odanda söylediğin sözleri İsrail kıralına bildiriyor.
13.
Ve dedi: Gidin, bakın o nerede, ve göndereyim de onu alayım. Ve ona: İşte,
Dotanda, diye bildirildi.
14.
Ve oraya atlar ve cenk arabaları ve çok asker gönderdi; ve geceleyin gelip
şehri kuşattılar.
15.
Ve Allah adamının hizmetçisi erken kalktı, ve çıktı, ve işte, şehrin çevresinde
asker, ve atlarla arabalar vardı. Ve uşağı ona dedi: Eyvah, efendim, nasıl
edeceğiz?
16.
Ve dedi: Korkma, çünkü bizimle olanlar, onlarla olanlardan çoktur.
17.
Ve Elişa yalvarıp dedi: Ya RAB, rica ederim, onun gözlerini aç da görsün. RAB
da uşağın gözlerini açtı; ve gördü; ve işte, Elişanın çevresinde; dağ ateş
atları ve arabaları ile dolu idi.
18.
Ve ona indiler, ve Elişa RABBE yalvarıp dedi: Rica ederim, bu kavmı körlükle
vur. Ve Elişanın sözüne göre onları körlükle vurdu.
19.
Ve Elişa onlara dedi: Yol bu değil, şehir de bu değil; ardımca gelin de sizi
aradığınız adamın yanına götüreyim. Ve onları Samiriyeye götürdü.
20.
Ve vaki oldu ki, onlar Samiriyeye girince Elişa dedi: Ya RAB, bunların
gözlerini aç da görsünler. Ve RAB gözlerini açtı ve gördüler; ve işte,
Samiriyenin ortasında idiler.
21.
Ve İsrail kıralı onları görünce Elişaya dedi: Baba, vurayım mı, vurayım mı?
22.
Ve dedi: Onları vurmıyacaksın; kılıcınla ve yayınla esir ettiğin adamları hiç
vurur musun? onların önüne ekmek ve su koy da yiyip içsinler, ve efendilerine
gitsinler.
23.
Ve onlar için çok yiyecek hazırladı; ve yiyip içtiler, ve onları gönderdi, ve
efendilerine gittiler. Ve Suriye çeteleri artık İsrail diyarına bir daha
gelmediler.
24.
Ve bu şeylerden sonra vaki oldu ki, Suriye kıralı Ben-hadad bütün ordusunu
toplayıp çıktı, ve Samiriyeyi kuşattı.
25.
Ve Samiriyede büyük kıtlık oldu; ve işte, bir eşek başı seksen şekel* gümüşe,
ve bir kabın* dörtte biri güvercin tersi beş şekel gümüşe çıkıncıya kadar şehri
kuşattılar.
26.
Ve İsrail kıralı duvar üzerinden geçiyordu, ve bir kadın ona bağırıp dedi:
Efendim kıral, yardım et!
27.
Ve dedi: RAB sana yardım etmezse,ben sana nereden yardım edeyim? harmandan mı,
yoksa mâsaradan mı?
28.
Ve kıral ona dedi: Nen var? Ve dedi: Bu kadın bana demişti: Oğlunu ver de bugün
yiyelim, benim oğlumu da yarın yeriz.
29.
Ve oğlumu pişirdik ve onu yedik; ve ertesi gün ona dedim: Sen oğlunu ver de onu
yiyelim; fakat oğlunu gizledi.
30.
Ve vaki oldu ki, kıral kadının sözlerini işitince esvabını yırttı (ve o duvar
üzerinden geçiyordu); ve kavm gördü, ve işte, içten bedeni üzerinde çul vardı.
31.
Ve dedi: Eğer bugün Şafatın oğlu Elişanın başı kendi üzerinde kalırsa, Allah
bana böylesini ve daha ziyadesini yapsın.
*
Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
32.
Ve Elişa evinde oturuyordu, ve ihtiyarlar onunla beraber oturuyorlardı; ve
kıral kendi önünden bir adam gönderdi; fakat ulak onun yanına gelmeden Elişa
ihtiyarlara dedi: Görüyor musunuz, benim başımı almak için nasıl bu katilin
oğlu adam gönderdi? bakın, ulak gelince kapıyı kapayın, ve onu kapı ile itin;
efendisinin ayaklarının sesi onun arkasında değil mi?
33.
Ve onlarla henüz söyleşmekte iken, işte, ulak onun yanına indi; ve o dedi:
İşte, bu belâ RABDENDİR: niçin daha RABBİ bekliyeyim?